
İngilizce'de Kibarca Nasıl Hayır Denir: 15 Durum ve Hazır Cümleler
Merhaba! Bugün İngilizce öğrenen herkesin (aslında herhangi bir dili öğrenen herkesin!) karşılaştığı bir konudan bahsedelim: Kibarca nasıl "hayır" denir? Kabul edelim, bazen hayır demek evet demekten daha zor olabiliyor, özellikle de kaba veya kırıcı olmak istemiyorsak. 😬 Ama istekleri ya da teklifleri nazikçe geri çevirmek, ilişkileri korumak ve tatsız durumları önlemek için gerçekten çok önemli bir beceri.
İngilizcede de, tıpkı her kültürde olduğu gibi, kendine has bir nezaket anlayışı var. Doğrudan bir "No" (Hayır) özellikle resmi ortamlarda veya çok tanımadığınız kişilerle konuşurken fazla sert gelebilir. Bu yüzden bugün, hayır demeniz gerekecek 15 tipik durumu ve her biri için kibar ve doğal İngilizce cümleleri inceleyeceğiz. Diplomaside ustalaşmaya hazır mısınız? 😉
Kibarca Hayır Demek Neden Bu Kadar Önemli?
"Hayır" demek ne kadar zor olabilir ki? Ama İngilizce konuşulan ülkelerde (özellikle İngiltere ve ABD'de) dolaylılık ve karşınızdakinin (ve kendi) yüzünü kurtarma çok önemli. Çok doğrudan bir ret, özellikle iş ortamında, kaba veya saldırgan olarak algılanabilir.
Kibarca hayır demeyi öğrenmek şunlara yardımcı olur:
- İyi ilişkileri korumak: Nazikçe söylediğinizde insanlar çoğunlukla hayırınızı anlayışla karşılar.
- Yanlış anlamaları önlemek: Açık ama kibar bir ret, boş ümitler bırakmaz.
- Zamanınızı ve enerjinizi korumak: Gereksiz yükleri reddederek kendinize zaman ayırırsınız.
- Profesyonel imajınızı korumak: İşte kibarca hayır diyebilmek, özgüvenin ve profesyonelliğin göstergesidir.
Unutmayın: Nezaket zayıflık değildir, etkili iletişimin anahtarıdır! ✨
Kibarca Hayır Demenin Temel Püf Noktaları
Özel durumlara geçmeden önce, hayır demeyi yumuşatacak birkaç genel taktik:
- Teşekkür ederek başlayın (uygunsa): Teklif ya da davet için teşekkür edin.
- "Thank you for the invitation!" / Davet için teşekkürler!
- "Thanks for thinking of me." / Beni düşündüğünüz için teşekkürler.
- Yumuşatıcı ifadeler kullanın:
- "I'm afraid..." / Korkarım ki...
- "Unfortunately..." / Maalesef...
- "I'd love to, but..." / Çok isterdim, ama...
- "I wish I could, but..." / Keşke yapabilsem, ama...
- Kısa ve dürüst bir sebep verin (gereksiz detaya girmeden):
- "...but I have a prior commitment." / ...ama önceden bir planım var.
- "...but I'm really busy this week." / ...ama bu hafta çok yoğunum.
- "...but it's not really my cup of tea." / ...ama bu pek bana göre değil.
- Alternatif önerin (mümkünse):
- "Maybe another time?" / Belki başka bir zaman?
- "I can't help you with that, but maybe John can?" / Ben yardımcı olamam ama belki John yardımcı olabilir?
15 Durum ve Kibarca Hayır Diyecek Cümleler
Şimdi gelelim en önemli kısma! İşte sık karşılaşılan 15 senaryo ve kurtarıcı cümleler.
1. Parti/Davet Geri Çevirme (Samimi Ortamda)
Arkadaşlarınız çağırdı ama gitmek istemiyorsunuz ya da gidemiyorsunuz.
- "Thanks so much for inviting me, but I won't be able to make it. Hope you guys have a great time!" / Davet için çok teşekkürler ama gelemeyeceğim. Umarım harika vakit geçirirsiniz!
- "That sounds lovely, thank you! Unfortunately, I already have plans for that evening." / Çok hoş bir teklif, teşekkürler! Ama o akşam başka bir planım var.
- "Aw, I'd love to join, but I'm feeling a bit under the weather. Maybe next time!" / Çok isterdim ama biraz rahatsızım. Belki bir dahaki sefere! 😄
2. İş Toplantısı/Davet Geri Çevirme (Resmi Ortamda)
Bir konferansa ya da toplantıya davet aldınız ama katılamayacaksınız.
- "Thank you for the invitation. Unfortunately, due to a prior commitment, I will be unable to attend." / Davetiniz için teşekkürler. Maalesef önceden alınmış bir sözüm olduğu için katılamayacağım.
- "I appreciate the invitation, but I'm afraid I won't be available on that date." / Davetiniz için teşekkürler, fakat o gün müsait olamayacağım.
- "Thank you for considering me. Regrettably, my schedule does not permit me to join the meeting." / Beni düşündüğünüz için teşekkürler. Ne yazık ki programım toplantıya katılmama izin vermiyor.
3. Yardım İsteğini Reddetme (Meşgulken)
Bir arkadaşınız ya da iş arkadaşınız yardım istiyor ama vaktiniz yok.
- "I'd normally be happy to help, but I'm swamped right now. Could it wait until tomorrow?" / Normalde memnuniyetle yardım ederdim ama şu anda çok yoğunum. Yarın halledebilir miyiz? 🏊♀️
- "I wish I could help you out, but I'm under a tight deadline at the moment." / Keşke yardımcı olabilsem ama şu an yetiştirmem gereken işlerim var.
- "I'm afraid I can't assist with that right now, but maybe I can take a look later this week?" / Şu anda yardımcı olamam ama belki haftanın ilerleyen günlerinde bakabilirim?
4. Para İsteyene Hayır Demek
Zor bir durum ama bazen gerekebiliyor.
- "I'm really sorry, but I'm not in a position to lend money right now." / Çok üzgünüm ama şu an borç verecek durumda değilim.
- "Unfortunately, I can't help you with that. Money is a bit tight for me at the moment." / Maalesef yardımcı olamam. Şu aralar maddi durumum biraz sıkışık. 💸
- "As a personal rule, I don't lend money to friends/family to avoid complications. I hope you understand." / Kendi kuralım gereği, sorun çıkmaması için arkadaşlarıma ya da aileme borç vermiyorum. Umarım anlarsın.
5. Israrcı Bir Teklifi (Satıcı, Danışman) Reddetmek
Bir şey satmaya çalışan birini kibarca geri çevirmek için.
- "Thank you, but I'm not interested at the moment." / Teşekkürler, şu anda ilgilenmiyorum.
- "I appreciate the offer, but I don't need this right now." / Teklifiniz için sağ olun ama şu anda ihtiyacım yok.
- "Thanks, I'll keep it in mind, but I'm just looking for now." / Teşekkürler, aklımda bulunsun, şimdilik sadece bakıyorum.
6. Fazladan İş/Sorumluluk Almaya Hayır Demek
Patron ya da iş arkadaşınız size fazladan iş yüklemeye çalışıyor.
- "Thank you for the opportunity, but my current workload doesn't allow me to take on additional responsibilities right now." / Fırsat için teşekkürler ama mevcut işlerim fazladan sorumluluk almama engel oluyor.
- "I appreciate you thinking of me for this project, but I need to focus on my existing priorities to ensure they are completed successfully." / Bu proje için beni düşündüğünüz için sağ olun, ama mevcut önceliklerime odaklanmam gerekiyor.
- "I'm afraid I don't have the bandwidth for that at the moment. Perhaps someone else on the team could take it on?" / Şu anda buna zamanım yok. Belki ekipten başka biri üstlenebilir?
7. Buluşma/Teklif Reddetmek
Nazikçe ilgilenmediğinizi söylemek.
- "Thank you, that's very kind of you, but I'm not really looking to date anyone right now." / Çok naziksin, teşekkürler ama şu an biriyle görüşmek istemiyorum.
- "I'm flattered, but I think we're better off as friends." / Çok incesin ama bence biz arkadaş olarak daha iyiyiz. (Klasik! 😄)
- "Thanks for asking, but I don't think we're the right fit. I wish you all the best though!" / Sorduğun için teşekkürler ama sanırım birbirimize uygun değiliz. Yine de sana her şeyin en iyisini dilerim!
8. İkram Edileni Reddetmek (Yemek/İçecek)
Bir şey ikram edildiğinde almak istemiyorsanız.
- "Oh, no thank you, I'm fine/full." / Yok teşekkürler, tokum/iyiyim.
- "That looks delicious, but I couldn't possibly eat another bite!" / Harika görünüyor ama bir lokma daha yiyemem! 😋
- "Nothing for me, thanks. I just ate." / Bana bir şey yok, teşekkürler. Az önce yedim.
- "I'll pass on the coffee, thanks. Maybe just some water?" / Kahve almayayım, sağ olun. Belki sadece biraz su alabilirim?
9. Yapamayacağınız/Başka Sebepten İstemediğiniz Bir Rica
Herhangi bir talep olabilir — birini bir yere bırakmak, kedisine bakmak gibi.
- "I'm sorry, but I won't be able to do that." / Üzgünüm ama bunu yapamayacağım.
- "I wish I could help, but that's not something I can commit to right now." / Keşke yardımcı olabilsem ama şu an böyle bir söz veremem.
- "Unfortunately, that won't work for me." / Maalesef bana uymuyor.
10. Kişisel Bilgi Paylaşımını Reddetmek
Çok özel bir soru sorulduğunda.
- "I'd prefer not to talk about that, if you don't mind." / Bunu konuşmak istemiyorum, umarım sorun olmaz.
- "That's a bit personal, I'd rather keep it to myself." / Bu biraz özel, kendime saklamak isterim.
- "I'm not really comfortable discussing my finances/relationships/etc." / Maddi durumumu/ilişkilerimi konuşmak bana pek rahat gelmiyor.
11. İş Teklifini Kibarca Reddetmek
Bir iş teklifi aldınız ama kabul etmeyeceksiniz.
- "Thank you so much for the job offer! I really appreciate you offering me the position. However, after careful consideration, I've decided to accept another role that is a better fit for my career goals at this time." / İş teklifi için çok teşekkürler! Pozisyonu bana sunduğunuz için minnettarım. Ama detaylıca düşündükten sonra, kariyer hedeflerime daha uygun başka bir teklifi kabul etmeye karar verdim.
- "Thank you for offering me the position of [Job Title]. While I was very impressed with your company, I have decided to pursue a different opportunity. I wish you all the best in finding the right candidate." / [Pozisyon adı] için teklifiniz için teşekkürler. Şirketinizden çok etkilendim ama farklı bir fırsatı değerlendirmeye karar verdim. Umarım uygun adayı bulursunuz.
12. Çocuğa Hayır Demek (Nazik ama Net)
Çocuğa sebebini açıklayarak hayır demek.
- "I know you really want that toy, sweetie, but we can't buy everything we see. Maybe for your birthday?" / O oyuncağı çok istediğini biliyorum tatlım, ama her gördüğümüzü alamayız. Belki doğum gününde?
- "No more cookies before dinner, okay? It will spoil your appetite. You can have one after we eat." / Akşam yemeğinden önce daha fazla kurabiye yok, tamam mı? Yoksa iştahın kaçar. Yemeği bitirince alabilirsin.
- "I understand you want to stay up late, but it's important to get enough sleep so you feel good tomorrow." / Geç yatmak istediğini anlıyorum ama yarın iyi hissetmen için güzelce uyuman gerek.
13. İndirim İsteğine Hayır Demek (İş Hayatında)
Satıcı ya da işletme sahibiyseniz.
- "Unfortunately, the price is fixed, and we're unable to offer a discount on this item." / Maalesef fiyat sabit, bu üründe indirim yapamıyoruz.
- "I understand you're looking for a lower price, but this is the best we can offer while maintaining the quality/service." / Daha uygun bir fiyat istediğinizi anlıyorum ama kaliteyi/hizmeti koruyarak sunabileceğimiz en iyi fiyat bu.
- "While I can't lower the price, perhaps I can offer you [alternative benefit, e.g., free shipping]?" / Fiyatı düşüremem ama isterseniz [ör. ücretsiz kargo] gibi bir avantaj sunabilirim?
14. Proje/Komiteye Katılma Teklifine Hayır Demek
Zamanınız ya da isteğiniz yoksa.
- "Thank you for considering me for the committee. While I support the initiative, I'm unable to commit the necessary time at the moment due to other projects." / Komite için beni düşündüğünüz için teşekkürler. Destekliyorum ama başka işlerim olduğu için şu an yeterli zamanı ayıramam.
- "I appreciate the invitation to join the project team, but my current responsibilities require my full attention." / Proje ekibine davetiniz için teşekkürler ama mevcut işlerim tüm dikkatimi gerektiriyor.
- "That sounds like an interesting project, but it's not quite aligned with my current focus areas. Perhaps [Someone Else's Name] would be a better fit?" / İlginç bir proje gibi görünüyor ama şu anki önceliklerimle çok örtüşmüyor. Belki [Başka Birinin Adı] daha uygun olabilir?
15. Dedikoduya Katılmayı Reddetmek
Başkasını konuşmak yerine konuyu nazikçe değiştirmek.
- "Actually, I'd rather not talk about people behind their backs." / Açıkçası, insanların arkasından konuşmak istemem.
- "I'm not really comfortable discussing colleagues/friends like this." / İş arkadaşlarımı/dostlarımı böyle konuşmak bana pek doğru gelmiyor.
- "Hmm, I didn't hear anything about that. Anyway, did you see that new report?" (Konu değiştirme) / Hmm, ben öyle bir şey duymadım. Bu arada, yeni raporu gördün mü? (Konu değiştirildi) 🤫
❌ Sık Yapılan Hatalar: Hayır Derken Dikkat!
- Çok kaba olmak: "No." / Hayır. (Yumuşatıcı olmadan kaba durur.)
- Boş umut vermek: "Maybe later." / Belki sonra. (Eğer kesin hayırsa, umut vermeyin.)
- Aşırı özür dilemek: "I'm so, so, so sorry, please forgive me, but I really can't..." / Çok çok üzgünüm, lütfen affet ama gerçekten yapamam... (Güvensiz durur.)
- Uydurma bahaneler: Bazen "I can't make it" / Gelemeyeceğim demek, uzun hikayeler anlatmaktan iyidir.
Sonuç
İngilizce'de kibarca hayır diyebilmek sadece kalıp cümleler değil, aynı zamanda iletişim kültürünün de bir parçası. Gerektiğinde "hayır" demekten çekinmeyin. Önemli olan, bunu saygılı ve nazikçe yapmak.
Umarım bu 15 durum ve örnek cümle, kendinizi daha rahat ifade etmenize yardımcı olur. Pratik yapın! Bir dahaki sefere hayır demeniz gerektiğinde bu ifadelerden bazılarını kullanmayı deneyin. Unutmayın, pratik başarıya götürür! 💪
Daha Fazla Pratik için Kaynaklar
Kelime bilginizi ve İngilizceye olan güveninizi daha da geliştirmek ister misiniz? Düzenli tekrar ve pratik çok önemli. Yeni kelimeleri ve ifadeleri (kibarca ret cümleleri dahil!) Vocab App ile çalışmayı deneyin. Dinleme ve canlı konuşma pratiği için ise Vocab app podcast - Learn and Train English harika bir kaynak.
İngilizce öğrenirken bol şans ve hayır derken hep kibar kalın! 😊
Önerilen yazılar
Kaç İngilizce kelime biliyorsun? 5 dakikada öğren
Bu ücretsiz test, temel kelimelerden ileri düzey terimlere kadar gerçek kelime sayını gösterir. Seviyeni keşfet ve kelime dağarcığını hızla genişletmek için kişiselleştirilmiş öneriler al.