Blog/Başlangıç Seviyesindeki Öğrenciler İçin 10 Temel İngilizce İfade – Bölüm 2 (Günlük Hayatta Şart!)

Hemen İngilizce Kelime Öğrenmeye Başlayın!

Her gün sadece 10 dakika ayırarak İngilizce kelime haznenizi genişletin. Vocab ile öğrenmek hem kolay, hem eğlenceli, hem de etkili! Şimdi ücretsiz indirin ve farkı görün.

Download on the App StoreGet it on Google Play
Başlangıç Seviyesindeki Öğrenciler İçin 10 Temel İngilizce İfade – Bölüm 2 (Günlük Hayatta Şart!)

Başlangıç Seviyesindeki Öğrenciler İçin 10 Temel İngilizce İfade – Bölüm 2

İngilizce öğrenmeye devam ederken, günlük hayatta işinize yarayacak birkaç temel ifadeyi daha öğrenmek faydalı olacaktır. İşte konuşmalarınızı kolaylaştıracak ve kendinize daha fazla güvenmenizi sağlayacak on kullanışlı ifade.

1. Excuse me. (Afedersiniz.)

Nasıl Kullanılır: Dikkat çekmek, bir şey rica etmek ya da topluluk içinde özür dilemek için kullanılır.

Örnekler:

  • "Excuse me, where is the nearest bank?" (Afedersiniz, en yakın banka nerede?)
  • "Excuse me, can I ask you a question?" (Afedersiniz, size bir soru sorabilir miyim?)
  • "Excuse me, I need to get through." (Afedersiniz, geçmem gerekiyor.)
  • "Excuse me, could you repeat that?" (Afedersiniz, bunu tekrar edebilir misiniz?)
  • "Excuse me, is this seat taken?" (Afedersiniz, bu koltuk dolu mu?)
  • "Excuse me, may I have the bill, please?" (Afedersiniz, hesabı alabilir miyim lütfen?)
  • "Excuse me, can you help me find this place?" (Afedersiniz, bu yeri bulmama yardım edebilir misiniz?)
  • "Excuse me, could you tell me the way to the train station?" (Afedersiniz, tren istasyonuna nasıl gidebileceğimi söyleyebilir misiniz?)
  • "Excuse me, is there a pharmacy nearby?" (Afedersiniz, yakında bir eczane var mı?)
  • "Excuse me, where can I buy a ticket?" (Afedersiniz, bilet nereden alabilirim?)

2. I don’t know. (Bilmiyorum.)

Nasıl Kullanılır: Bir sorunun cevabını bilmediğinizde kullanışlı bir ifadedir.

Örnekler:

  • "I don’t know the answer." (Cevabı bilmiyorum.)
  • "I don’t know where he is." (Onun nerede olduğunu bilmiyorum.)
  • "Sorry, I don’t know how to help you." (Üzgünüm, size nasıl yardım edeceğimi bilmiyorum.)
  • "I don’t know what you mean." (Ne demek istediğinizi bilmiyorum.)
  • "I don’t know much about this topic." (Bu konu hakkında fazla bir şey bilmiyorum.)
  • "I don’t know how to pronounce this word." (Bu kelimeyi nasıl telaffuz edeceğimi bilmiyorum.)
  • "I don’t know why it happened." (Neden olduğunu bilmiyorum.)
  • "I don’t know the way to the hotel." (Otele nasıl gidileceğini bilmiyorum.)
  • "I don’t know what to do next." (Sonra ne yapacağımı bilmiyorum.)
  • "I don’t know if it’s possible." (Mümkün mü bilmiyorum.)

3. What time is it? (Saat kaç?)

Nasıl Kullanılır: Saat öğrenmek istediğinizde kullanılır.

Örnekler:

  • "Excuse me, what time is it now?" (Afedersiniz, şu an saat kaç?)
  • "Do you know what time it is?" (Saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?)
  • "Can you tell me the time, please?" (Bana saati söyleyebilir misiniz lütfen?)
  • "I’m sorry, but what time is it?" (Üzgünüm, ama saat kaç?)
  • "What time is our meeting?" (Toplantımız saat kaçta?)
  • "Do you have the time?" (Saati biliyor musunuz?)
  • "What time does the bus arrive?" (Otobüs saat kaçta geliyor?)
  • "Can you tell me the time for the next train?" (Bir sonraki trenin saatini söyleyebilir misiniz?)
  • "Do you know what time the shop opens?" (Dükkanın saat kaçta açıldığını biliyor musunuz?)
  • "What time should we be there?" (Orada saat kaçta olmalıyız?)

4. Where is the bathroom? (Tuvalet nerede?)

Nasıl Kullanılır: Seyahatlerde ve halka açık yerlerde çok faydalı bir ifadedir.

Örnekler:

  • "Excuse me, where is the bathroom?" (Afedersiniz, tuvalet nerede?)
  • "Can you tell me where the restroom is?" (Bana tuvaletin yerini söyleyebilir misiniz?)
  • "Is there a bathroom nearby?" (Yakında bir tuvalet var mı?)
  • "I need to find a restroom. Where is it?" (Bir tuvalet bulmam gerekiyor. Nerede?)
  • "Where is the nearest public toilet?" (En yakın umumi tuvalet nerede?)
  • "Could you point me to the bathroom, please?" (Tuvaletin yerini gösterebilir misiniz lütfen?)
  • "Excuse me, is there a WC on this floor?" (Afedersiniz, bu katta tuvalet var mı?)
  • "Where can I wash my hands?" (Ellerimi nerede yıkayabilirim?)
  • "Is there a bathroom in this cafe?" (Bu kafede tuvalet var mı?)
  • "Where is the ladies’/gentlemen’s room?" (Bayanlar/Baylar tuvaleti nerede?)

5. How much is this? (Bu ne kadar?)

Nasıl Kullanılır: Mağazalarda veya pazarlarda alışveriş sırasında kullanılır.

Örnekler:

  • "Excuse me, how much is this?" (Afedersiniz, bu ne kadar?)
  • "How much does it cost?" (Bu ne kadar tutar?)
  • "What’s the price of this item?" (Bu ürünün fiyatı nedir?)
  • "Can you tell me the price?" (Bana fiyatını söyleyebilir misiniz?)
  • "Is this on sale? How much is it now?" (Bu indirimde mi? Şimdi ne kadar?)
  • "How much do I need to pay?" (Ne kadar ödemem gerekiyor?)
  • "What’s the total cost?" (Toplam maliyet nedir?)
  • "How much is this per kilogram?" (Bu kilogram başına ne kadar?)
  • "Is there a discount? How much is it with the discount?" (İndirim var mı? İndirimli fiyatı ne kadar?)
  • "How much for two of these?" (Bunlardan iki tanesi ne kadar?)

6. Can you help me? (Bana yardım edebilir misiniz?)

Nasıl Kullanılır: Yardıma veya bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda kullanılır.

Örnekler:

  • "Excuse me, can you help me?" (Afedersiniz, bana yardım edebilir misiniz?)
  • "Can you help me find this address?" (Bu adresi bulmama yardım edebilir misiniz?)
  • "I need help. Can you assist me?" (Yardıma ihtiyacım var. Bana yardımcı olabilir misiniz?)
  • "Can you help me with my luggage?" (Bavulumla bana yardım edebilir misiniz?)
  • "I don’t understand this. Can you help me?" (Bunu anlamıyorum. Bana yardım edebilir misiniz?)
  • "Can you show me how to do this?" (Bunu nasıl yapacağımı gösterebilir misiniz?)
  • "Can you help me translate this sentence?" (Bu cümleyi çevirmeme yardım edebilir misiniz?)
  • "Can you help me book a ticket?" (Bilet ayırtmama yardım edebilir misiniz?)
  • "Can you help me carry this bag?" (Bu çantayı taşımama yardım edebilir misiniz?)
  • "Can you help me understand this document?" (Bu belgeyi anlamama yardım edebilir misiniz?)

7. I’m learning English. (İngilizce öğreniyorum.)

Nasıl Kullanılır: Ana dili İngilizce olan kişilerle iletişimde kullanışlı bir ifadedir.

Örnekler:

  • "I’m learning English, so I may make mistakes." (İngilizce öğreniyorum, bu yüzden hata yapabilirim.)
  • "Can you speak slowly? I’m learning English." (Yavaş konuşabilir misiniz? İngilizce öğreniyorum.)
  • "I’m learning English, but I still need practice." (İngilizce öğreniyorum ama hâlâ pratiğe ihtiyacım var.)
  • "I started learning English a few months ago." (Birkaç ay önce İngilizce öğrenmeye başladım.)
  • "I want to improve my English. Can you help me?" (İngilizcemi geliştirmek istiyorum. Bana yardım edebilir misiniz?)
  • "I practice English every day to get better." (Daha iyi olmak için her gün İngilizce pratik yapıyorum.)
  • "I’m learning English through online courses." (İngilizceyi çevrimiçi kurslarla öğreniyorum.)
  • "I’m learning English to travel more easily." (Daha kolay seyahat etmek için İngilizce öğreniyorum.)
  • "I’m learning English to communicate with my colleagues." (Meslektaşlarımla iletişim kurmak için İngilizce öğreniyorum.)
  • "I’m learning English to watch movies without subtitles." (Altyazısız film izlemek için İngilizce öğreniyorum.)

8. Can you speak slowly? (Yavaş konuşabilir misiniz?)

Nasıl Kullanılır: Karşınızdaki kişi çok hızlı konuştuğunda faydalıdır.

Örnekler:

  • "Can you speak more slowly, please?" (Lütfen daha yavaş konuşabilir misiniz?)
  • "Sorry, I don’t understand. Can you slow down?" (Üzgünüm, anlamıyorum. Yavaş konuşabilir misiniz?)
  • "Can you repeat that slowly, please?" (Bunu yavaşça tekrar edebilir misiniz, lütfen?)
  • "I’m still learning English. Can you speak slower?" (Hâlâ İngilizce öğreniyorum. Daha yavaş konuşabilir misiniz?)
  • "Could you say that again, but more slowly?" (Bunu tekrar söyleyebilir misiniz, ama daha yavaş?)
  • "I find it hard to understand fast speech. Can you slow down?" (Hızlı konuşmayı anlamakta zorlanıyorum. Daha yavaş konuşabilir misiniz?)
  • "Could you explain this slowly, step by step?" (Bunu yavaşça, adım adım açıklayabilir misiniz?)
  • "I’m having trouble keeping up. Can you slow your pace?" (Yetişmekte zorlanıyorum. Temponuzu yavaşlatabilir misiniz?)
  • "Could you use simpler words and speak slower?" (Daha basit kelimeler kullanıp daha yavaş konuşabilir misiniz?)
  • "Can you please slow down? I want to understand everything." (Lütfen daha yavaş konuşabilir misiniz? Her şeyi anlamak istiyorum.)

9. I need a doctor. (Bir doktora ihtiyacım var.)

Nasıl Kullanılır: Acil durumlar için çok önemli bir ifadedir.

Örnekler:

  • "I need a doctor right away!" (Hemen bir doktora ihtiyacım var!)
  • "Can you help me? I need a doctor." (Bana yardım edebilir misiniz? Bir doktora ihtiyacım var.)
  • "Excuse me, where can I find a doctor?" (Afedersiniz, bir doktoru nerede bulabilirim?)
  • "I don’t feel well. I think I need a doctor." (Kendimi iyi hissetmiyorum. Sanırım bir doktora ihtiyacım var.)
  • "Can you call a doctor for me?" (Benim için bir doktor çağırabilir misiniz?)
  • "Is there a doctor nearby? I need help." (Yakınlarda bir doktor var mı? Yardıma ihtiyacım var.)
  • "I need a doctor who speaks English." (İngilizce konuşan bir doktora ihtiyacım var.)
  • "Can you take me to the nearest hospital?" (Beni en yakın hastaneye götürebilir misiniz?)
  • "I’ve hurt my leg. I need a doctor." (Bacağımı incittim. Bir doktora ihtiyacım var.)
  • "Can you give me the number of a doctor?" (Bana bir doktorun numarasını verebilir misiniz?)

10. I’m just looking. (Sadece bakıyorum.)

Nasıl Kullanılır: Mağazada alışveriş yapmayı planlamıyorsanız, ancak satış görevlisi size yardım etmeyi teklif ediyorsa kullanılır.

Örnekler:

  • "I’m just looking, thanks." (Sadece bakıyorum, teşekkürler.)
  • "No, thank you. I’m just looking." (Hayır, teşekkürler. Sadece bakıyorum.)
  • "I don’t need help, I’m just looking around." (Yardıma ihtiyacım yok, sadece bakınıyorum.)
  • "Just browsing for now, thanks." (Şimdilik sadece bakıyorum, teşekkürler.)
  • "I’m not ready to buy yet, I’m just looking." (Henüz satın almaya hazır değilim, sadece bakıyorum.)
  • "I’ll let you know if I need help. Right now, I’m just looking." (Yardıma ihtiyacım olursa haber veririm. Şu an sadece bakıyorum.)
  • "I’m comparing prices, just looking for now." (Fiyatları karşılaştırıyorum, şimdilik sadece bakıyorum.)
  • "I’m checking out different options, just looking around." (Farklı seçeneklere bakıyorum, sadece bakınıyorum.)
  • "I’m just looking, but I appreciate your help." (Sadece bakıyorum, ama yardımınız için teşekkür ederim.)
  • "I’m browsing for ideas, just looking at the moment." (Fikir arıyorum, şu an sadece bakıyorum.)

Sonuç

Bu 10 yeni ifadeyi öğrenmek, İngilizce iletişim kurarken kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlayacak. Önemli olan ifadeleri sadece ezberlemek değil, aynı zamanda gerçek hayatta düzenli olarak kullanmaktır. İngilizceyi günlük hayatınıza ne kadar dahil ederseniz, becerileriniz o kadar hızlı gelişecektir.

Bu ifadeleri daha hızlı öğrenmek için kısa diyaloglarda kullanmayı deneyin, bir sözlüğe not alın ya da ayna karşısında tekrar edin. Ayrıca, ana dili İngilizce olan kişileri dinlemek ve onları taklit etmek de çok faydalıdır. Unutmayın, dil bir araçtır ve bu araçla ustalaşmak için onu sık sık kullanmanız gerekir!

Çalışma Kaynakları

İngilizce pratik yapmak ve becerilerinizi geliştirmek için şu kaynakları deneyebilirsiniz:

Her gün dil öğrenmeye devam edin, kelime dağarcığınızı genişletin ve pratik yapın – kısa sürede İngilizcenizin ne kadar ilerlediğini fark edeceksiniz! 🚀

5 dakika

Kaç İngilizce kelime biliyorsun? 5 dakikada öğren

Bu ücretsiz test, temel kelimelerden ileri düzey terimlere kadar gerçek kelime sayını gösterir. Seviyeni keşfet ve kelime dağarcığını hızla genişletmek için kişiselleştirilmiş öneriler al.