
Yeni Başlayanların Bilmesi Gereken İngilizce Deyimler ve İfadeler
İngilizce deyimler ve ifadeler, cümle içinde kullanıldığında anlamı açık olmayan ve çoğu zaman birebir çevrilemeyen söz öbekleridir. Bu deyimleri öğrenmek, konuşmanıza renk katarken, İngilizce konuşanları daha iyi anlamanıza da yardımcı olur. Günlük konuşmalarda, filmlerde ve kitaplarda sıkça karşımıza çıkan bu deyimler, İngilizce öğrenme sürecinizi çok daha keyifli hale getirebilir. İşte İngilizceye yeni başlayanlar için bilmesi faydalı olacak bazı yaygın İngilizce deyimler!
1. Break the ice — Havanın yumuşamasını sağlamak
Ne zaman kullanılır: Resmî veya soğuk bir ortamda, ilk iletişim kurulduğunda ortamın rahatlamasını sağlamak için kullanılır.
Örnek: "Let’s play a game to break the ice!" — "Havanın yumuşaması için bir oyun oynayalım!"
2. Hit the books — Sıkı çalışmak
Ne zaman kullanılır: Genellikle sınav veya önemli bir hazırlık dönemi öncesinde ders çalışmak anlamında kullanılır.
Örnek: "I have a test tomorrow, so I need to hit the books tonight." — "Yarın sınavım var, bu yüzden bu gece sıkı çalışmam lazım."
3. Piece of cake — Çocuk oyuncağı
Ne zaman kullanılır: Çok kolay bir şey yapmak anlamında kullanılır.
Örnek: "The test was a piece of cake!" — "Sınav çocuk oyuncağıydı!"
4. Under the weather — Keyifsiz olmak
Ne zaman kullanılır: Kişinin kendini iyi hissetmediği, hastalandığı zaman kullanılır.
Örnek: "I’m feeling a bit under the weather today." — "Bugün biraz keyifsizim."
5. Break a leg — Şeytanın bacağını kırmak
Ne zaman kullanılır: Özellikle sahneye çıkacak birine başarı dilemek amacıyla kullanılır, bizdeki "şeytanın bacağını kır" deyimine benzer.
Örnek: "You’ll do great in your performance! Break a leg!" — "Gösterinde harika olacaksın! Şeytanın bacağını kır!"
6. Spill the beans — Ağzından kaçırmak
Ne zaman kullanılır: Bir sırrı istemeden ifşa etmek anlamında kullanılır.
Örnek: "Don’t spill the beans about the surprise party." — "Sürpriz partiyi ağzından kaçırma."
7. Once in a blue moon — Kırk yılda bir
Ne zaman kullanılır: Çok nadir gerçekleşen bir olayı tanımlamak için kullanılır.
Örnek: "He only visits his hometown once in a blue moon." — "O, memleketine kırk yılda bir gelir."
8. Bite the bullet — Dişini sıkmak
Ne zaman kullanılır: Zor bir duruma katlanmak ya da zor bir karar vermek gerektiğinde kullanılır.
Örnek: "I hate going to the dentist, but I’ll have to bite the bullet." — "Dişçiye gitmekten nefret ediyorum ama dişimi sıkmam gerekecek."
9. Hit the nail on the head — Tam isabet etmek
Ne zaman kullanılır: Bir konuda tamamen doğru bir tespitte bulunmak anlamında kullanılır.
Örnek: "You hit the nail on the head with your analysis." — "Analizinde tam isabet ettin."
10. Cost an arm and a leg — Küçük bir servet değerinde olmak
Ne zaman kullanılır: Çok pahalı bir şeyden bahsederken kullanılır.
Örnek: "The new iPhone costs an arm and a leg." — "Yeni iPhone küçük bir servet değerinde."
Sonuç
Bu İngilizce deyimleri öğrenmek, hem konuşmalarınızı daha doğal hale getirir hem de İngilizce konuşulan ortamlarda kendinizi daha rahat hissetmenize yardımcı olur. Deyimlerin günlük konuşmaların vazgeçilmez bir parçası olduğunu unutmayın; bu yüzden öğrendiklerinizi kullanmaktan çekinmeyin. İngilizce deyimlerle konuşmanızı daha canlı ve eğlenceli bir hale getirin!
Kaç İngilizce kelime biliyorsun? 5 dakikada öğren
Bu ücretsiz test, temel kelimelerden ileri düzey terimlere kadar gerçek kelime sayını gösterir. Seviyeni keşfet ve kelime dağarcığını hızla genişletmek için kişiselleştirilmiş öneriler al.